NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّحْمَنِ
بْنُ
مَهْدِيٍّ حَدَّثَنَا
إِسْرَائِيلُ
عَنْ
إِبْرَاهِيمَ
بْنِ
مُهَاجِرٍ
عَنْ يُوسُفَ
بْنِ مَاهَكَ
عَنْ أُمِّهِ
عَنْ
عَائِشَةَ
قَالَتْ قُلْتُ
يَا رَسُولَ
اللَّهِ
أَلَا
نَبْنِي لَكَ بِمِنًى
بَيْتًا أَوْ
بِنَاءً
يُظِلُّكَ مِنْ
الشَّمْسِ
فَقَالَ لَا
إِنَّمَا
هُوَ مُنَاخُ
مَنْ سَبَقَ
إِلَيْهِ
Aişe (r.anhâ)'dan;
demiştir ki:
Ben Resûl-i Ekrem'e
hitaben:
Ya Resûlullah, biz
Minâ'da seni güneşten koruyacak bir ev yahut bir bina yapalım mi?" dedim
de (bana);
"Hayır, orası önce
gelenin devesini çökertme yeridir" buyurdu.
İzah:
Tirmizî, hac; İbn Mâce,
menâsik; Dârimî, menâsik, Ahmed b. Hanbel, VI, 187, 207.
Minâ'da Resûl-i
Ekrem'in barınması için yapılan çadır güneşin hararetinden korunmak için
yeterli olmadığından Hz. Peygamber için kendisini güneşin yakıcı sıcaklığına
karşı koruyabilecek şekilde sağlam bir ev yapmak isteyenler olmuşsa da Resûl-i
Ekrem Efendimiz halkın kendisini örnek alarak Minâ'ya bir çok evler yapacaklarını
bunun neticesinde de orada bir darlık meydana geleceğini, dolayısıyla halkın
Minâ'da kurban kesme, cemrelere taş atma gibi fiilleri yapmakta zorluk
çekeceklerini düşünerek "hayır orası önce gelenin devesini çökertme
yeridir" buyurmak suretiyle buna izin vermemiş ve oranın tüm halk için
ayrılmış bir yer olduğunu hiç bir yerinin hiçbir kimseye devamlı olarak tahsis
edilemeyeceğini bildirmiştir.